Yoktum ben. Bir mercimek çorbasında var olmak istedim. Havuçları ve mercimekleri çatalımla ezerken takdir edilmek, sevilmek istedim. Yazılarla var olamadığım dünyasında, çorbamın rahatlattığı midesinde olmak istedim. Evinin koridorlarını silmek, kokumu deterjanın kokusuna karıştırmak istedim, o koku solunsun günlerce, fark edilmeden, havaya karışmışlığım kuşatsın istedim her yanını.
Ben, yok olduğumu kabullenmelerimden çok önce, varlığımı kanıtlamak için uğraşırken dünyanın öteki ucunda, yazılarda, üretimlerde, dilimde, karşıki duvara ve dalgalı okyanusa bakarken kariyerimin doldurduğu içim boşalmış vaziyette, birdenbire mercimekler ve deterjanlar beni söylesin istedim. Ben, kitaplara sızmak değil, gözyaşlarında akmak için yaşayabilirim dedim. Var olma yarışını sevememişim ki. O kadar var olmayı hiç de istememişim. Bunu söylemeye utanmışım kendime, sana, diğerlerine.
Bazen bayraklaşmış görüntü olmuşluğun kirlettiği, bazen söylenemeyen sözlerin boşunalığının sıkıştırdığı dünyasında kadınlığın, küçümsenen ne varsa benimsemek, kendimden vazgeçmek, O’nun derisinin gözeneklerine sızmak, neyse yeri bir kadının yokluğun zeminlerinde, orada olmak, orada ben de (yok) olmak istedim. Zeminlerim imha edilsin diye gönüllüce vazgeçiverdim. Müzisyenin arkasında onun notalarını yazmasına yardımcı olan ve kendi bestelerinin güzelliğini yokluğa gömenlerden olmak, karmakarışık müsveddelerini bir kitabın temize çeken ve yazamamışlığını aşık fedakarlık kisvelerine bürüyenlerden…Kisve. Çünkü başka türlü olmayı, başka türlü sevmeyi, yok olmadan sevebilmeyi bilemeden ölüp gidenin aşkı kendiyle beraber girer mezara. Bir taş üstüne taş koymadan. Tüketir kendini, kadınlığı ve erkekliği, aşk kisvesiyle.
Kadınlık durumu, bir örtü örtme durumudur, kadın bilir örtünün neleri gizlediğini. Kadınların tuvaletlerde birbirlerine gizli gizli verdikleri destekler, bunu bilmişlikten gelir. Kadınlık, bir fondöten durumudur. Gizlice satın alınan, gizlice sürülen, kusurları gizleyen fondöten. Bu, sınıflar ötesi bir durumdur, örtü, sınıfların ötesinde kaplar kadınlığı… Mercimek çorbası, örtüdür. Temizlik kokusunda orta sınıf evlerin koridorlarının, kadınlığın sevgili örtüleri solunur. Sevmek, bir örtü örtme durumudur en nihayetinde kadınlarda: kendine, kusurlara, şiddete, hissedilen bastırılmışlıga. Bunu bir tek kadınlar bilir.
O yüzden çorbalar kaynar orta sınıf mutfaklarda, o yüzden delirir deterjanın mis kokularında güzelim kadınlar. Mercimek saygıdeğerdir. Bunu bilenler bilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder